Motorsal Gelişim
Günümüz koşulları ve yaşam tarzı bireylerin konforlu bir hareket alanı oluşturması doğal hareket alanlarının kısıtlanması ve “hareketlik” becerisinin azalmasına neden olmaktadır. Oysa mobil olmak insan doğasının bir gerekliliğidir. Yaş ilerledikçe mobilite seviyesi ve beraberinde esneklikte, koordinasyon, denge vb. özelliklerin de giderek azalmasına neden olmaktadır. Özellikle çocukluk çağlarından itibaren yüksek seviyede olan mobilite özelliği giderek modern yaşamın kolaylıkları ve komformist yapısı nedeniyle vücudun hareket açılarında sınırlamalara ve “kassal hareket kısıtlılığı”, “kassal sıkılık”, “kassal dengesizlilk” veya “kassal gerginlik” vb. birçok hareket bozukluğunun temelinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu bozukluklar ilerleyen yaşlarda; iskelet sisteminde özellikle; omurga problemlerini, kifoz, lordoz, sikolyoz vb. oluşumuna neden olurken, eklem mobilitesi ve stabilitesinde, temel motorsal becerilerde de sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Unutulmamalıdır ki; kalıtım ve çevre etkileşimin bir ürünüdür ve gelişim ilkelerinin en önemli özelliğidir. Bu anlamada gelişimin ilk yılları çocuklar için çok önemlidir.
Bu süreç çocukluk dönemlerinden itibaren gelişim evrelerinde; birikimli bir süreç izler ve baştan ayağa, içten dışa doğrudur. Bu evrelerin dikkatli ve aşamalı bir şekilde geçilmesi gelişim evresinin verimliliğini arttıracaktır. Özellikle “motorsal beceri”lerin kavranması, düzeltilmesi şeklinde uygulamaya geçiş olarak motorsal öğrenme süreci, kondisyonel ve koordinatif yeteneklerin benimsenmesi ve geliştirilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Öğrenmede, öğrenmenin temel faktörünü bağlantı-ilişki oluşturur. Bundan dolayıdır ki, hareket öğreniminin temelinde sinir-kas bağlantısı vardır. Sinir kas bağlantısının iyi olması öğrenmenin sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Motor öğrenmen evreleri, kaba, ince ve koordinasyonun pekiştirilmesi şeklinde ifade edilmektedir.
Motorsal Gelişim Süreci
Motor becerilerin gelişmesini sağlamak için sinir-kas sisteminin olgunlaşmasına motor gelişim denemektedir. Günümüzde motor gelişime verilen önem gittikçe artmakta ve bu alandaki çalışmalara daha çok zaman ayrılmaktadır. Motor yeteneklerin kendiliğinden gelişmediği artık kabul edilen bir gerçektir. Çocukların motor becerilerinin gelişmesi açısından optimum durum; “sağlanan olanaklara”, “güdülenmeye” ve “öğretime” bağlıdır. Bunların sağlanması ise ancak çocuğun fiziksel ve duygusal boyutlarda olduğu kadar motor gelişim açısından da tamamlanması ile olasıdır.
Motor Gelişimde Gözlemlenebilen Hareketler
Dengeleme, lokomotor, manipulatif yada bu üçünün değişik bileşimleri olmak üzere 4 grupta ele alınabilir. Dengeleme hareketi; dengenin söz konusu olduğu hareketlerdir.(Çömelme-dönme-yuvarlanma-takla atma vb.), Lokomotor hareketler; yüzeydeki sabit bir noktaya göre bedenin yer değişikliği gerektiren hareketlerdir. (yürüme-koşma-sıçrama vb.) Manipulatif hareketler ise; Bireyin nesne ile ilişkisini gerektiren hareketlerdir. (fırlatma-yakalama vb.). Yeni bir hareketin gelişimi farklı şartlar altında karmaşık bir süreç gerektirebilir. Motorsal beceri öğrenimini kolaylaştıran şartlar; Fiziksel uygunluk durumu (kas kuvveti, kas dayanıklılığı, kalp-solunum dayanıklılığı, esneklik vb.) Motor uygunluk durumu (hareket hızı, koordinasyon, çok düzlemli hareketlilik, denge, çeviklik, çabuk kuvvet) olarak ikiye ayrılabilir. Çocuklarda, temel hareketler dönemi (ilk çocukluk) “Başlangıç Evresi” çocuğun bir temek hareketi yapmadaki ilk amaçlı çabalarını içermektedir. Hareketler sırasında beden ya çok abartılı yada çok sınırlı bir biçimde kullanılır. Ritim ve koordinasyon zayıftır. Örn. Hareketin bir kısmı yoktur. Hareketin zaman ve mekan ilişkisi zayıftır. 2 yaşında lokomotor, dengeleme ve manipulatif hareketler için başlangıç evresidir. Bazı çocuklar bu evrenin gerisinde kalabilirler fakat çoğunlukla başlangıç evresindedirler. Bu evre bir hazırlık aşaması olarak görülebilir. Bir sonraki evre; “ilk evre” olarak adlandırılır. Bu bir geçiş evresidir. Temel hareketlerdeki kontrol ve ritmik koordinasyon artmıştır. Hareketin zamana ve mekana ilişkin elemanları daha iyi koordine edilebilmektedir. Abartma ve sınırlama bu evrede yine vardır. 3-4 yaşındaki çocuklar gözlendiğinde bu evre özelliklerini taşıyan pek çok hareket görülebilir. Örn. Adım uzunluğunun artması, topuk parmak ucu teması vb.). Olgunluk evresi; bu evrede performas mekanik olarak yeterli, koordineli ve kontrollü bir biçimde ortaya koymaktır. 5-6 yaşına gelen çocukların bu evreye ulaşmış olmaları gerekmektedir. Çocukların ve yetişkinlerin hareketleri incelendiğinde, bunların çoğunun temel hareket yeteneklerini olgunluk düzeyinde geliştiremedikleri görülebilmektedir. Bazı çocuklar bu düzeye çevresel etmenlerin minumum etkisiyle temelde olgunlaşma ile ulaşmaktadır. Ancak çocuğun olgunlaşma evresine ulaşabilmesi alıştırma olanağı yaratılması öğrenme için güdülenme ve nitelikli öğretime bağlıdır. Çocuğun yaşamında bu etmenlerin eksikliği temel hareketlerin olgunluk evresine ulaşmalarının olanaksız kılacağı gibi bir sonraki dönemdeki gelişimlerini tamamlamalarını da engelleyebilir.
Egzersizle İlişkili Hareketler Dönemi
Egzersizle İlişkili Hareketler dönemi, temel hareketler döneminin bir uzantısıdır ve onu üzerine gelişmektedir. Bu dönem süresince hareket yalnızca çocuğun hareket etmesini öğrenmede amaç olmak yerine çeşitli yarışma ve işbirliğine dayalı oyun, spor, dans ve rekreatif etkinliklerde bir araç olarak kullanılır. Lokomotor, manipulatif ve dengelemeye ilişkin hareketler birleştirilerek çeşitli etkinliklerde kullanılabilir. Çocuk herhangi bir hareket kalıbında olgunluk düzeyine eriştikten sonra bu hareketin biçiminde çok az değişiklik olmaktadır. Ancak performans düzeyinde artan fiziksel yeteneklere (kuvvet, sürat, dayanıklılık, tepkime zamanı, koordinasyon vb.) bağlı olarak yıldan yıla farklılıklar göstermeye başlamaktadır. İleri çocukluk döneminde cinsiyet farklılığı artmaktadır. Sürati sıçrama, fırlatma, ve denge ile ilgili hareketlerde erkekler, esneklik ve küçük kas gruplarının koordinasyonunu gerektiren hareketlerde ise kızlar daha iyi performans gösterebilmektedir.
Kaynak:
Y.TAŞKIRAN; Spor Bilimlerine Giriş, 1. Baskı, Akademi Yayınevi; 2007,İstanbul
G.Kemal GÜL; Çocuklar ve Spor; Antrenör Eğitim Dizisi; Spor Yayınevi ve Kitapevi; 2011, Ankara